Biz Sizi Arayalım
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa (FSEK) göre eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilip koruma altına alınabilmesi için;
• Sahibinin hususiyetini taşıması,
• Şekillenmiş olması,
• Kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi,
• Fikri bir çabanın sonucu olması gerekmektedir.
Günümüzdeki uygulamada Fikir ve Sanat Eserlerinin Tescil ve Kayıt işlemleri ikiye ayrılmaktadır:
Zorunlu Kayıt Tescil
Müzik ve sinema eserleriyle, bilgisayar oyunları için ticari dolaşıma sunulmadan önce kayıt ve tescili yapılması zorunludur. Sinema ve müzik eserlerinde filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren film yapımcıları ile seslerin ilk tespitini gerçekleştiren fonogram yapımcıları, hak iddia etmek amacı taşımaksızın, sahip oldukları hakların ihlal edilmemesi, hak sahipliklerinin belirlenmesinde ispat kolaylığı sağlanması ve mali haklara ilişkin yararlanma yetkilerinin takip edilebilmesi amacıyla sinema ve müzik eserlerini içeren yapımlarının kayıt ve tescilini yaptırırlar.
İsteğe Bağlı Kayıt Tescil
İlim ve Edebiyat Eserleri, Güzel Sanat Eserleri, Musiki Eserler, Bilgisayar Programı ve Veritabanları isteğe bağlı olarak kayıt ve tescil yaptırılabilir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tescil, başvuru sahibinin beyanına dayanılarak yapılmakta olduğundan, kayıt esnasında yanlış ve aldatıcı beyanlar ile kendisine ait olmayan mali ve manevi haklara ilişkin yanlış beyanda bulunanlar, 5846 sayılı Yasadaki hukuki ve cezai müeyyidelere tabi tutulacaklardır.
FSEK Kanununda belirtilen haklar konusunda, hak ihlaline uğrayan fikir ve sanat eseri sahipleri böyle bir durumda farklı yöntemleri kullanarak hukuki yollara başvurabilmektedir.
Telif Hakkı İhlali Halinde Neler Yapılabilir?
Telif haklarının ihlali halinde farklı iki şekilde hareket edilebilmektedir. Bunlardan ilki fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal edenlere karşı ceza davası açmak; bir diğeri de manevi ve mali haklara tecavüz tehlikesinin varlığı durumunda hukuk davası açmaktır.
Ceza Davası Açılabilecek Haller
Bu Kanunda koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek:
• Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleme, temsil etme, çoğaltma, değiştirme, dağıtma, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletme ve yayımlama
• Hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz etme, satma, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayma, ticarî amaçla satın alma, ithal veya ihraç etme, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurma ya da depolama,
• Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyma,
• Bir eserden kaynak göstermeksizin alıntı yapmak,
• Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin içeriği hakkında kamuya açıklamada bulunma,
• Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösterme,
• Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltma, dağıtma, yayma veya yayımlama,
• Bir bilgisayar programının hukuka aykırı olarak çoğaltılmasının önüne geçmek amacıyla oluşturulmuş ilave programları etkisiz kılmaya yönelik program veya teknik donanımları üretme, satışa arz etme, satan veya kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurma
• FSEK 81. madde’de ayrıntıları ile sayılan bandrole ilişkin kurallara aykırı hareket etme.
• Bir eserden kaynak göstermeksizin alıntı yapmak,
• Kanunun Ek 4 üncü maddesi uyarınca, dijital iletim de dâhil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin bu Kanunda tanınmış haklarının ihlâli halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserlerin üç gün içinde içerikten çıkarılması ihtar edilir. Söz konusu istemin yerine getirilmemesi halinde Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması istenir. İhlâlin durdurulması halinde bilgi içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanır. Ancak ihlalin durdurulmaması halinde bilgi içerik sağlayıcısının söz konusu fiili FSEK uyarınca suç teşkil eder.
Ceza davasında İzlenecek Usul
Eser ya da bağlantılı ya da mali hak sahipleri ya da yetkili meslek birliği tecavüzün gerçekleştiği veya sonuçlarının meydana geldiği yerin savcılığına başvurur. Şikâyet üzerine Cumhuriyet savcısı suç konusu eşya ile ilgili olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre el koyma koruma tedbirinin alınmasına ilişkin gerekli işlemleri yapar. Cumhuriyet savcısı ayrıca, gerek görmesi hâlinde, hukuka aykırı olarak çoğaltıldığı iddia edilen eserlerin çoğaltılmasıyla sınırlı olarak faaliyetin durdurulmasına karar verebilir. Ancak, bu karar yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunulur. Hâkim tarafından yirmi dört saat içinde onaylanmayan karar hükümsüz sayılır.
Hukuk Davaları
Manevi ve mali haklara tecavüz tehlikesinin varlığı halinde
• FSEK 68. madde hükmüne göre izni alınmamış eser sahibi, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
• Tecavüzün men´i (önlenmesi) davası
• Tazminat davaları
Hukuk davalarında tazminat olarak manevi ve maddi tazminat talepleri söz konusu olabilir. Önceki bölümlerde sayılan eser sahibinin adını belirtmeme, eseri değiştirme gibi hukuka aykırılıklarda manevi tazminat olarak tarafların mali gücü oranında ve olayın ağırlığı ile orantılı bir para istenebilir. Yayma, çoğaltma, temsil, umuma iletim gibi mali haklara ilişkin olarak da uğranılan zarar ve kar kaybına oranlı bir bedel talep edilebilir. Manevi ve mali haklara tecavüz halinde ek olarak hukuka aykırı hareket eden kişinin bu eylemi ile elde etmiş olduğu kâr da talep edilebilir, ancak FSEK 68. madde’ye göre istenmiş olan bedel, bu bedelden düşülür.
FSEK ile ilgili davalar haksız fiil de teşkil ettiğinden Borçlar Kanunu 60. madde gereğince bir ve on yıllık zamanaşımı sürelerine tabidir. Mali haklara tecavüz aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa daha uzun olan ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Bu davalar genel hükümlere göre davalının ikametgâhı veya haksız fiilin meydana geldiği yerde açılır. FSEK 66. madde gereğince ayrıca tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davaları davacının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir.
Konu ile ilgili tüm başvurular ve sorularınız için lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.