Bir markanın tanınmış olduğunun Türk Patent ve Marka kurumu nezdinde kabul edilmiş olması, o markanın öncelikle Türkiye genelinde tanınan ve herkes tarafından bilinen bir marka olduğunun Resmî bir makam tarafından kabul edilmiş olması demektir.
Türkiye genelinde bu şekilde tanınan ve ünlü olan bir markanın satış ve sürümü kolay olacak dolayısıyla da ticari anlamda getirisi fazla olacaktır. Bu nedenle tanınmış markalar daha fazla taklit edilmektedir ve ilgili kanun hükümleri TPE nezdinde tanınmış marka olarak kabul edilen markalara daha kapsamlı hukuksal koruma sağlamaktadır. Bu nedenle markaların TPE nezdinde tanınmış marka olarak tescil ettirilmesinde büyük yarar vardır.
Kural olarak bir marka farklı mal/hizmet sınıflarında birden fazla kimse tarafından tescil ettirilebilir ancak kanun bu noktada tanınmış markalara daha kapsamlı bir koruma öngörmüştür. Şöyle ki; Eğer bir marka TPE nezdinde tanınmış marka olarak tescil edilmişse o marka için farklı sınıflarda dahi tescil hakkı sahibinden başka kimse tescil başvurusunda bulunamayacak ve bu yolla hiçbir şekilde markanızın taklit edilmesi mümkün olmayacaktır.
Kanunda ayrıca tanınmış marka olarak tescilli markaların mutlak olarak başkaları tarafından herhangi bir mal veya hizmet için tescil edilemeyeceği belirtilmiştir.
Alıcı tanınmış markayı, marka ile bağladığı belli bir imajın temsilcisi olarak benimsemekte; marka başlı başına bir kalite sembolü, üretici ile tüketici arasında bir iletişim sistemi ve reklam aracı haline gelmektedir. Bu tür markalar ayırt ediciliğin yanında güçlü bir de reklam işlevine sahip olmaktadır.
Markanın tanınmış markalar statüsüne girmesi mal ve hizmetlerden bağımsız ekonomik bir değer haline gelmesi demektir. Günümüzde üreticiler markanın böyle bir değer kazanabilmesi için çeşitli reklam yöntemleri ve satış politikaları izlemekte bu da üretici için maliyeti yüksek bir iş haline gelmektedir. Oysa bir markanın tanınmışlık düzeyinin gelişmiş olması ve bunun ilgili Resmi makamlarca tescil edilmesi reklam işlevini zaten sağlamaktadır.
Markanın en önemli işlevi bir işletmeye ait mal veya hizmetleri diğerlerinden ayırt etmesidir. Ancak ayırt etme işlevinden söz edebilmek için çevrenin işareti marka olarak algılaması önemlidir ki bu noktada markanın tanınmışlığı gündeme gelmektedir; zira çevrenin işareti marka olarak kabullenmesi onun tanınmışlığına bağlıdır.
Tanınmış markalar ayırt ediciliklerinden başka bizzat ürünü üreten işletmeyi de temsil ederler; adi markalar ise malın ismi olmaktan ileriye geçemezler. Tanınmış markalarda ise sunulan mal veya hizmetin ötesinde işletme de önem taşımakta bir bakıma işletmenin reklamı yapılmaktadır.
Tanınmış marka ayrıca belli bir kaliteyi garanti etmektedir. Aynı veya benzer kalitede olan ürünler üzerinde tanınmış bir markanın bulunması sağlamış olduğu garanti nedeniyle alıcıların tercih sebebi olmaktadır.
Tanınmış markaların kullanıldıkları mal ve hizmetlerden ayrı bir ekonomik değer haline gelmesi sebebiyle tanınmış markaların tescilli oldukları mal ve hizmetler dışında da korunması sağlanmıştır. Yani bir marka tanınmış bir marka olarak tescil edildiği takdirde üçüncü kişiler tarafından tescil ettirilmeleri ve taklit edilmeleri mümkün değildir.
Tescil edilmiş adi markalara sağlanan korumanın devam edebilmesi için markanın fiili olarak kullanılması gerekmektedir şöyle ki tescilli bir marka 5 yıl süreyle aralıksız olarak kullanılmadığı takdirde marka iptal edilir. Ancak tanınmış markalara sağlanan korumanın devam etmesi için onun kullanılması gibi bir külfet yüklenmiş değildir.
Marka hakkı ile ilgili bir dava söz konusu olduğu takdirde kural marka hakkının çıkarılan özel kanunlarla korunmasıdır ancak marka tanınmış marka statüsünde tescil edilmiş ise tanınmış marka sahibi ayrıca markanın tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız rekabet hükümlerinden de faydalanabilecektir. Tanınmış bir markayla ilgili herhangi bir talep ya da dava Hakim önüne getirildiğinde Hakim, tanınmış markanın edinmiş olduğu prestiji de dikkate alacağından ve böyle bir marka Hakim üzerinde mutlak olumlu bir etki yapacağından verilecek karar tanınmış marka sahibi lehinde olacaktır.
Tanınmış bir marka herhangi bir şekilde üçüncü bir kimse tarafından herhangi bir şekilde tescil edilmiş olsa bile kanun marka hakkı sahibine hükümsüzlük davası açma hakkı tanımaktadır. Hükümsüzlüğün tespiti davaları esas itibarıyla bir süreye bağlı değildir ancak burada istisna olarak tanınmış bir marka söz konusu olduğundan dava tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır.
Marka hakkına bir tecavüz söz konusu olduğu takdirde tazminat davası açmak isteyen tanınmış marka sahibinin, (malın sürümü ve tanınmışlığı dolayısıyla sağlayacağı gelir de fazla olacağından bu markanın ulaşmış olacağı yüksek bir ekonomik değer söz konusu olacaktır.) talep edebileceği tazminat miktarı da yüksek olacaktır. Bu nedenle diyebiliriz ki tanınmış marka tescil başvurusunda yapılan tescil harcamaları ileride meydana gelebilecek problemlerin önüne geçebilmek için en iyi yatırımdır.
Tanınmış markaların ticari hayatta getirisi zaten malumdur bu nedenle tanınmış markanın ticari hayatta sağladığı faydanın yanında bu markaya sağlanan kapsamlı hukuksal koruma nedeniyle de hukuki faydasından bahsedilebilir.
Bir marka belli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığı takdirde kendiliğinden fiili olarak tanınmış bir marka olmaktadır ancak bu noktada önemli olan bu durumun ilgili makamlar tarafından da kabul edilmesidir ki ancak bu halde tanınmış markanıza daha kapsamlı koruma sağlanmış olacaktır.
Türkiye Avrupa Birliğine alındığı takdirde malların ve hizmetlerin, serbest dolaşımının kolaylaştırılması amacıyla markalar bütün üye ülkelerin hukukunda aynı derecede bir korumaya sahip olacaktır. Ancak Yönergenin 9.maddesinde üye ülkelerin tanınmış markalara daha geniş (kapsamlı) koruma sağlama konusundaki yetkileri saklıdır hükmünü getirerek tanınmış markalara, Avrupa Birliğine üye ülkelere ait alelade markalara nazaran daha kapsamlı korumanın sağlanabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla herhangi bir markanın bu kapsamlı korumadan faydalanabilme için Türk Patent Enstitüsü nezdinde tanınmış marka olarak tescil edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bir markanın tanınmış marka olarak tescil edilmesi günümüzde ve gelecekte markaya sağlanan koruma kapsamı bakımından büyük önem taşımaktadır.