Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN, Bakanlar Kurulunda imzaya açılan Sınai Mülkiyet Hakları konusunda çeşitli düzenlemeler içeren Kanun Tasarısı hakkındaki ve Patent, Marka, Tasarım başvurularının soruları yanıtladı.
30 sene geriye gittiğimizde işletmelerin toplam varlıkları içinde fikri ürünlerin oranının %20ler seviyesindeyken 2010lara geldiğimizde bu oranın %80lere gelmiş olduğunu söyleyen Prof. Dr. ASAN, günümüz bilgi temelli rekabet ekonomisinde Patentlerin, Markaların ve Tasarımların oluşturduğu Sınai Mülkiyetin önemli bir araç olarak karşımıza çıktığını ifade etti.
2012 yılı sınai mülkiyet verilerini de aktaran Prof. Dr. Habip ASAN, 2012 yılı sonu itibariyle Türkiyenin, 112.000 Marka başvurusu ile Avrupada en çok marka başvurusu yapılan, 42.000 Tasarım başvurusuyla Avrupada en fazla tasarım başvurusu yapılan ikinci ülke olduğunu, 15.800 Patent başvurusuyla da sekizinci sırada yer aldığını belirtti.
Düzenlemedeki çok önemli bir diğer konu ise üniversitelerde yapılan Patent başvurularının hak sahipliğinin üniversitelere verilmesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. ASAN, kamu kaynaklı Ar-Ge harcamalarıyla ortaya çıkan fikri ürünlerin hak sahipliğinin 1/3 oranında öğretim üyesine, diğer kısmın üniversiteye verilerek, üniversitelerden daha fazla Patent başvurusu yapılması ve ortaya çıkan buluşların ticarileştirilerek reel ekonomiye kazandırılmasının hedeflendiğini söyledi.
Markalarla ilgili 2009 yılında yapılan bir düzenleme olduğundan söz eden Prof. Dr. ASAN, taklit ürünlerle ilgili 3 yıla kadar hapis cezasının uygulandığını, yeni düzenlemede taklit ürünleri depolamaya yönelik de bu cezaların uygulanmasının söz konusu olduğunu aktardı. AB müzakere sürecinde Türkiyenin kapatmaya en hazır olduğu müzakere faslını Fikri Mülkiyet Faslının oluşturduğunu ve 2012 AB ilerleme raporunda da bu konuda olumlu ifadelerin yer aldığını söyledi. Tasarı ile hem bu fasılla ilgili tüzük ve yönetmeliklere uyum sağlamanın hem üniversite buluşlarında hak sahipliğini üniversiteye vermenin ve diğer taraftan Anayasa Mahkemesinin istediği cezai düzenlemelerin yapılarak, girişimciler ve sanayiciler için çok daha faydalı bir yasal düzenleme amaçlandığının altını çizdi. Markalar konusunda mevcut yasal düzenlemede bir sorun olmadığını, ancak Patent ve Tasarım konusunda ki bazı boşlukların bu düzenleme ile giderilmiş olacağını belirtti.
Sınai Mülkiyet başvurularına ilişkin sayısal veriler ile yaratılan katma değerin farklı olduğunu, bu konuda da Türkiyede belli bir farkındalık oluştuğunun söylenebileceğini, Patent, Marka ve Tasarım başvuru rakamlarının bunu gösterdiğini, bir sonraki aşamanın ise bu başvuruların yüksek katma değerli Sınai Mülkiyet ürünlerine dönüşmesi olduğunu söyleyen Habip ASAN sözlerini şöyle tamamladı:
Türkiyenin 2023 hedefi, en az 10 uluslararası Marka yaratmak ve bu yolda bölgesel olarak ilerliyor, Avrupada, Ortadoğu ülkelerinde belli bölgelerde Türk markalarının kendilerine yer edinmeye başladığını söyleyebiliriz, tabi bu uzun bir süreç, iyi bir marka stratejisi yönetimi uygulanması gerekiyor. Bu konuda Ekonomi Bakanlığımızın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın çeşitli teşvikleri var. Başvurularda sayısal başarıyı yakaladıktan sonra bir sonraki aşama olan katma değeri yüksek markaları, Patent ve Tasarımları da ülke olarak oluşturacağımıza inanıyorum.
Devir Patent Tescil Ofisi.